Filistinliler, İsrail’in 14 Mayıs 1948’de tarihi Filistin toprakları üzerinde kurulmasıyla zorunlu göçe ve katliamlara maruz kaldıkları o güne “Büyük Felaket” anlamına gelen “Nekbe” ismini veriyor.
İsrail güçleri Nekbe sırasında 1 milyona yakın Filistinliyi zorla topraklarından çıkararak sürgün etti. Filistinlilere ait 675 köy ve kasaba yok edildi. Siyonist çeteler, 70’ten fazla katliam gerçekleştirdi ve 15 binden fazla Filistinli yaşamını yitirdi.
75 yıl önce yaşanan felaketin mağdurlarından Hanini, 5 yaşındayken yaşadığı Filistin’in Akka ilindeki sürgünün anıları hala zihninde taptaze tutuyor.
Ailesiyle birlikte göç yoluna koyulan Hanini, Akka’dan önce Lübnan’ın başkenti Beyrut’a, buradan da Suriye’nin Halep iline göç etmek zorunda kaldı.
Hanini, Suriye ayaklanmalarının başladığı 2011’de Esed rejiminin bombardımanından kaçmak için tekrar göç yoluna koyularak İdlib’in kuzeyindeki Atme köyü yakınlarındaki kamplar bölgesine sığındı.
Hanini, AA muhabirine, sürgün günlerini, sonrasında yaşadıkları acıları ve dinmeyen geri dönüş ümitlerini anlattı.
İsrailli işgalcilerin Akka ilindeki Tel Şiha köyüne ağır silahlarla saldırdığını anlatan Hanini, “Amcamın evi, içindekilerin üzerine yıkılmıştı. 7 kişi ölmüştü. O sıra siyonistler köye çok yaklaşmıştı. Katliamdan korkarak amcamın ailesini enkazdan çıkarmadan kaçtık. O sahne hayatımın en zor anlarından biriydi. Hiç unutamadım.” dedi.
“Hayvan taşıyan lokomotifle Celile’den Sayda iline geldik”
“Nekbe’den önce Filistin’deki Yahudilerle uyum içinde yaşıyorduk.” ifadesini kullanan Hanini, sözlerine şöyle devam etti:
“İngilizler Avrupa’daki bütün Yahudileri Filistin’e yerleştirmek ve göçü teşvik etmek için Hayfa Limanı’nı genişletti. Yerleşimci Yahudilerin sayısı giderek arttı. Buna paralel yerleşimciler, Filistin topraklarında kurmayı planladığı yerleşimler için keşifler ve toplu katliamlar yapmaya başlamıştı.”
Filistin’in Celile bölgesinden hayvan taşıyan lokomotifle Lübnan’ın Sayda iline geldiklerini belirten Hanini, Sayda’da pek fazla kalmadan Suriye’nin Halep iline yerleştiklerini anlattı.
Halep’te ailesiyle bir askeri karargahta kaldıklarını söyleyen Hanini, “Duygularım karışıktı. Bir anda iklimi ılık olan, deniz kenarı bir şehirden çok soğuk bir yere gelmiştik. Mülteciler için kurulan çadırlarda hayatı idame etmek için en küçük koşullar bile sağlanmamıştı.” diye konuştu.
Hanini, 1948’de yüzlerce katliam işleyenlerle 2023’te Gazze’de katliam yapanların aynı yerleşimci Yahudilerin devamı olduğunu dile getirerek, “En büyük sıkıntımız dünyaya gerçekleri anlatamamaktı. İsrail kendini haklı çıkarmak için büyük miktar paralarla kendi propagandasını yapmıştı. Araplar ise hiç yapmadı.” ifadelerini kullandı.
“Bizler hak sahibiyiz. Zafer umudumuz daha da güçlü”
75 yıl önce geride bıraktığı köyünü yerleşimci Yahudilerin yerle bir ettiğini belirten Hanini, köyünün yerine yeni bir yerleşim kurulduğunu ve işgalcilerin yerleştiğini dile getirdi.
Hanini, Filistinlilerin hakkı olan topraklarına sahip çıkma arzusunu nesilden nesile aşılamaya çalıştığını söyledi.
Yakın geçmişte elinde basit tüfekle direnen Filistinlilerin, bugün tank imha edecek silahlara sahip olduğunu kaydeden Hanini, sözlerini şöyle tamamladı:
“Mescid-i Aksa bütün Müslümanların ilk kıblesidir. Hiç umutsuzluğa kapılmadık. Gazze’de bir devrim olduğu gibi Batı Şeria’da bir direniş var. Bugün tüfek yerine ağır silahımız var. Zafer umudumuz daha da güçlü. Bizler hak sahibiyiz. Biz görmesek de çocuklarımızı bu hakka sahip çıkmaları için yetiştiriyoruz.”