Kağıt oyma sanatında 2003’ten bu yana silüet grafikler, tipografik, halftone ve monokrom grafik tarzında eserler üreten Kanmaz, Yeşilçam’ın usta oyuncularının portrelerine de çalışmalarında yer veriyor.
AA muhabirine sanat hayatına ilişkin açıklamalarda bulunan Kanmaz, sanata ilgisinin henüz küçük yaşlarda annesi ile babasının aracılığıyla başladığını söyledi.
Kanmaz, okul yıllarından üniversiteye kadar resim denemeleriyle meşgul olduğunu belirterek, “İlk olarak kat’ı sanatıyla değil, Çinlilerin Jian Zhi tarzıyla tanıştım. Bu tarzı incelerken çok ilgimi çekti. Bu tarzın beni heyecanlandırdığını düşündüm ve bu şekilde çalışmalarım başladım.” dedi.
İlk grafiklerini portreler şeklinde tasarladığını dile getiren Kanmaz, şöyle devam etti:
“O dönemde grafik tasarlama konusunda pek fikrim yoktu. Her şeyi deneyerek, yanılarak, keşfederek öğrendim. Bu alanda eğitim de almadım. O dönem bu alanda Türkiye’de akademik eğitim veren bir kurum, benim de bunlara erişimim yoktu. İlk başlarda kat’ı sanatı olduğunu bile bilmediğim kağıt oymacılığının o dönemde hangi kağıtla yapılacağını, hangi materyallerin, hangi bıçağın kullanılması gerektiğini bile bilmiyordum ve elime geçirdiğim bir bıçak ve sıradan bir kağıtla bu işi yapmaya başladım. Giderek denemelerin sonucunda hangi malzemelerin daha doğru olacağını, yapacağım işlere nasıl değer katabileceğimi de fark ettim.”
“Kağıdın reflekslerini tanımak önemli”
Sinan Kanmaz, çalışmalarının giderek zamanla geleneksel kat’ı sanatının formlarına dönüştüğünü anlatarak, “İnce kağıt oymacılığının çok çeşitli formları bulunmakta. Ben bu formlardan silüet grafikler üzerinde çalıştım. Desen, tipografik çalışmalarım da oldu. Şu anda halftone ve monokrom üzerinden devam etmekteyim.” diye konuştu.
Silüet grafiklerde ışık ve gölgenin ahengini korumak için çalışmayı tersten yaptığına işaret eden Kanmaz, “Kağıdın reflekslerini bilmek insanın hoşuna gitmeye başlıyor. Bu refleksleri tanımak önemli. Aynı zamanda çalışmalarımı yaparken referans aldığım konulardan biridir. Kağıdın hazır olup olmadığını sesten yola çıkarak anlayabiliyorum. Kağıdın esnemesi de en büyük handikaplarımızdan birisi.” ifadelerini kullandı.
Kanmaz, 2013’te Kültür ve Turizm Bakanlığının düzenlediği 17. Devlet Türk Süsleme Sanatları Yarışması’na katıldığını ve o dönem itibariyle Türkiye’de kat’ı alanında çalışan ustaların en iyilerinin arasında yer almayı başardığını söyleyerek, “Halftone grafikler çalışırken bana oldukça heyecan veriyor, keyifli bir kesim süreci oluyor. Yalnız çok yüksek konsantrasyon gerekiyor, çok ince ayrıntılarda seri çalışmak durumunda kalıyorsunuz.” dedi.
“Bana göre ustalık, çırak ya da kalfa yetiştirmek değildir, yeni bir usta yetiştirmektir”
Kağıt oyma sanatı üzerine bazı üniversitelerde ve belediyelerin sunduğu kurslarda eğitmen olarak görev aldığını belirten Kanmaz, şunları kaydetti:
“Kurslara devam ederken ilk sergi teklifi geldi. Benim için inanılmaz güzel bir gelişme oldu. O sergide o zamanlar çalıştığım tema Yeşilçam’ın unutulmaz yüzleriydi. Bir sinemasever ve Türk sineması hayranı olarak filmlerde her zaman önemsediğim, sevdiğim büyük ustaların portrelerini çalışarak, onları yad etme amacıyla yola çıktım. Kurslara gelen katılımcılarla öğrenci hoca ilişkisi kurmaya çalışırken bir yandan da benden daha iyilerini nasıl yetiştirebilirim kaygısındaydım. Çünkü bana göre ustalık, çırak ya da kalfa yetiştirmek değildir, yeni bir usta yetiştirmektir. “
Farklı kurumlarda da kat’ı sanatını yeni nesillere öğretmek isteyen Sinan Kanmaz, eğitim ve sergi faaliyetlerinin yanı sıra Instagram hesabı üzerinden çalışmalarının video ve fotoğraflarını yayınladığını, bu alanda merak eden ve çalışmak isteyenlere de bilgi konusunda her zaman yardımcı olabileceğini sözlerine ekledi.
