Devlet Su İşlerinde memur olarak çalışan Ergeldi’nin evi, 6 Şubat’ta meydana gelen, merkez üssü Pazarcık olan 7,7 büyüklüğündeki ilk depremde zarar gördü. Ergeldi, deprem sırasında kedisi “Melisa”yı alamadan aceleyle evinden çıktı.
Depremin üçüncü günü kedisini aramak için duvarları yıkılan evine giden Ergeldi, mamaların yenilmediğini görünce “Melisa”dan umudunu kesti. Ergeldi, depremin 18’inci gününde eşyalarını almak için tekrar döndüğü evinde kedisinin bazanın altında saklandığını gördü.
Yeniden kedisine kavuşan Ergeldi, büyük mutluluk yaşadı.
Ergeldi, AA muhabirine, deprem sırasında evden çıkarken kedisine seslendiğini fakat korktuğu için bir yerlere saklandığını söyledi.
Daha sonra evine kedisini aramak için birkaç kez gittiğini belirten Ergeldi, “Çarşamba günü tekrar eve çıktım, Melisa’yı bulabilmek amacıyla. Evde mamalar yenmemiş, kitaplık devrilmişti. Büyük ihtimalle kitaplığın altında kaldı diye düşündüm. Kitaplığı kaldırmaya çalıştım ama olmadı.” dedi.
Birkaç gün sonra bir arkadaşını da alarak yeniden evine gittiğini anlatan Ergeldi, şöyle devam etti:
“Kitaplığı kaldırdım, altında yoktu. Mamalar yine yenmemişti. Ağır hasarlı ev olduğu için hemen çıktık. Daha sonra evdeki eşyaları taşımak için elemanlarla gittim. Depremde bazanın altı patlamış, Melisa da oraya saklanmış. Bazanın altında kapalı mama paketleri vardı, onların hepsini patlatmış. Suyu da klozetten içtiğini düşünüyorum. 18’inci gün kediyi buldum ama hiç umudum yoktu. Kediyi görünce nasıl kucağıma aldım, nasıl aşağı indim, bilmiyorum.”
Ergeldi, kedisi Melisa’ya 5 yıldır baktığını dile getirerek, şunları kaydetti:
“Arkadaşım, kızım, annem, her şeyim kedim benim. Beraber uyuruz, yeriz, televizyon seyrederiz… Yani evlat gibi, hiç farkı yok bence. Benim için o kadar kıymetli ki… Ev taşıma konusunda kararsızdım ama vesile oldu diyorum. Çok mutluyum, hayata bağlanma sebebim oldu. Allah bana bağışladı. Belki bunun yüzü suyu hürmetine biz de ayaktayız. Ben şuna inanırım, hayvan sevmeyen insan sevemez. Bunların sevgisi çok farklı.”