Anadolu Ajansı’nın Cumhuriyet’in 100. yıl dönümü dolayısıyla hazırladığı “spor” temalı dosya haberler kapsamında bu haberde, paralimpik oyunlarda altın madalya kazanan ilk kadın Türk sporcu Gizem Girişmen’le yapılan röportaja yer verildi.
2008 Pekin Paralimpik Oyunları’nda okçuluk branşında elde ettiği şampiyonlukla Türk spor tarihine geçen Girişmen, 2009 Dünya Para Okçuluk Şampiyonası’nda da altın madalya kazandı.
Kadınlar klasik yay kategorisinde (ARW2) 2007’den 2010’a kadar Para Okçuluk Dünya Sıralaması’nın zirvesinde yer alan Girişmen, 2010 Laureus Dünya Spor Ödülleri’nde yılın engelli sporcusu adayları arasında yer aldı.
Girişmen, aktif spor kariyerinin yanı sıra Avrupa Paralimpik Komitesi (EPC) Yönetim Kurulu Üyeliği (2012-2017), Uluslararası Paralimpik Komitesi (IPC) Sporcu Konseyi Üyesi (2012-2021), Spor Genel Müdürlüğü Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı (2018) gibi idari görevler de üstlendi.
Gençlik ve Spor Bakanlığında spor müşaviri olarak çalışan Girişmen, Cumhuriyetin 100. yılına ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Cumhuriyet’in kendisi için; uluslaşma sürecini bağımsızlık arzusunda bırakmayıp, bilimde, kültürde, sanatta, sporda yapılan atılımlarla bir uygarlık mücadelesi veren Türkiye’nin gücü, umudu ve geleceği anlamına geldiğini aktaran Girişmen, “Cumhuriyet, gururla giydiğim ve her zaman onurla taşıdığım milli formamın temelini, varlık nedenini, en büyük güvencesini temsil ediyor. Atatürk’e, Cumhuriyet’in kurucu ve aydın kuşağına, canları pahasına bize vatanımızı emanet edenlere teşekkür etmek istiyorsak, bunu ancak işimizi en iyi şekilde yaparak gerçekleştirebiliriz.” diye konuştu.
Girişmen, “Paralimpik oyunlarda altın madalya alan ilk Türk kadın sporcu” unvanını taşımanın gurur verici olduğunu belirterek, “Hayatımın en heyecanlı, gururlu, mutlu anlarından biriydi. Dünyanın en prestijli spor olaylarından birinin parçası olabilmek, o arenada ülkenizi başarıyla temsil edebilmek, kalbi sizinle atan milyonlar adına başarmak ve bayrağınızı göndere çektirmek bir sporcunun yaşayabileceği en büyük onur. Benim asıl mutluluk kaynağım ise başarımın da etkisiyle spora ilgi duymuş ve yönlendirmemle spora başlamış, ülkemizi bugün hala temsil eden sporcuların varlığı ve başarıları. Onların emekleri sayesinde bizim madalyalarımız, başarılarımız zamanın sınırlarını aşabiliyor ve başarılarımızı kuşaktan kuşağa aktarabiliyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Kazanma veya kaybetme odaklı bakış açısı yanlış”
Sporu; toplumun üretken, kenetlenmiş, ahlaklı ve sağlıklı yaşamasının temel yollarından biri olarak niteleyen Girişmen, “Sporu sadece kazanma veya kaybetme odaklı bir bakış açısına sıkıştırmak, spor kültürünü yaygınlaştıramamak bence en büyük yanlışlarımızdan.” dedi.
Engelli bireylerin spora erişiminde ailelerin ve toplumun eğitilmesinin çok önemli olduğunu vurgulayan Girişmen, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kimi zaman aileler engelli çocuklarına karşı çok korumacı, hatta kısıtlayıcı davranıp, onların spora erişim imkanlarını engelleyebiliyor. Bu elbette hem sporumuz hem de engelli bireylerin yaşamın içinde var olma hakkı için oldukça sorunlu bir durum. Burada medyaya da çok önemli görevler düşüyor. Engelli sporcular ile ilgili yapılan haberlerde kullanılan dil, haberin sunumu zaman zaman acındırmadan öteye gitmiyor. Sürekli bir dram hikayesi arıyoruz. Oysa ki çok emekle, azimle elde edilen başarılar söz konusu ve bu başarıların toplumun bilinçlenmesinde, harekete geçmesinde ve sporun yaygınlaşmasında çok önemli etkisi var. Ayrıca her engelli grubunun ihtiyacını göz önüne alan, herkes için erişilebilir tesisler ve ulaşım olanakları gerçekten çok önemli. Bu olanaklara sahip, sorunsuz antrenman imkanı bulan sporcularla başarının artacağına inanıyorum.”
Sporcuların, sportif hayatlarının yanı sıra eğitim ve iş imkanları konusunda desteklenmesinin önemine de değinen Girişmen, “Sporu ve sporcuyu bütüncül bir bakışla ele almak, buna uygun politikalar geliştirmek, ülkemizi hak ettiği yere taşıyacaktır diye düşünüyorum. Gelişim bir süreç işidir. Nerede olduğunuzu bilirseniz, buna göre yapacağınız planlamalar ve koyduğunuz hedefler doğrultusunda çalışarak çözemeyeceğiniz sorun yok. Tüm zorluklara ve imkansızlıklara karşın kendini var etmiş bir ülkenin çocukları, yurttaşları olarak istedikten, emek verdikten ve toplumumuzun desteğini arkamızda hissettikten sonra başaramayacağımız hiçbir şey yok.” diyerek sözlerini tamamladı.
