Yılmaz, Antalya’nın Kemer ilçesindeki bir otelde düzenlenen “İş Dünyası ve Kanaat Önderleri Buluşması” programına katıldı.
Kentte bugün Şehir Hastanesi’nin açılışını gerçekleştirdiklerini hatırlatan Yılmaz, bu yatırımın kent için son derece önemli olduğunu vurguladı.
Bu projelerin sağlık turizminde de altyapıyı oluşturduğuna işaret eden Yılmaz, “Bu projeler bir taraftan vatandaşlarımızın daha iyi sağlık hizmeti almasını sağlayacak diğer taraftan da sağlık turizmi anlamında Antalya’nın daha güçlü bir konuma gelmesine destek olacak.” diye konuştu.
Kentte sağlıktan ekonomiye, kültürden ulaşıma birçok yatırıma imza attıklarını belirten Yılmaz, kentin gelişmesine katkı sağlamak için her türlü desteği verdiklerini bildirdi.
Dünyanın ekonomik açıdan zorlu bir dönemden geçtiğini aktaran Yılmaz, salgın, savaş, çatışma ve çeşitli jeopolitik gerilim ortamlarının dünya ekonomisini olumsuz yönde etkilediğini kaydetti.
Türkiye’nin salgın, çevre komşulardaki savaş ortamı gibi olayların dışında geçen yıl çok ciddi bir deprem yaşadığına işaret eden Yılmaz, şunları söyledi:
“Tüm bu şartlara rağmen Türkiye ekonomisi iyi bir durumda. Depremin ağır yüküne, dünyadaki tüm olumsuz şartlara rağmen Türkiye ekonomisi çok şükür iyi gidiyor. Dünyaya kıyasla çok iyi bir performans gösteriyor. Kişi başına gelirimiz 13 bin doları aşarak, 13 bin 110 dolar olarak hesaplandı. Bu tarihimizin en yüksek rakamları, dolar bazında konuşacak olursak Türkiye bu rakamlarla dünyanın 17. büyük ekonomisi konumunda.”
Cevdet Yılmaz, deprem bölgesinde yaraları sarmak için hummalı çalışma yürütüldüğünü, kalıcı konutların inşasının devam ettiğini, altyapıları, çevre düzenlemeleri, hastane, okul yatırımlarıyla bölgeyi daha iyi noktaya taşıyacaklarını belirtti.
Türkiye’nin satın alma gücünde dünyada 11’inci sırada olduğunu dile getiren Yılmaz, enflasyon konusunda da yeni politikalar izlediklerini anlattı.
“Enflasyonu aşama aşama aşağıya çekiyoruz”
Ekonominin temelini siyasi istikrarın oluşturduğunu anlatan Yılmaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde kararlı ekonomik politika uyguladıklarını bildirdi. Genel seçim sonrası Orta Vadeli Program ve 5 yıllık Kalkınma Planı’yla yol haritasını şekillendirdiklerini aktaran Yılmaz, “Öngörülebilirliği artırdık. Bu özel sektör için çok önemlidir. Özel sektör önünü görmek ister, aksi takdirde büyük yatırımlara, işlere girmez. Şu anda etkili bir şekilde programımızı uyguluyoruz.” ifadesini kullandı.
Haziran ve temmuzdan itibaren yıllık bazda enflasyonda belirgin bir düşüş beklediklerini söyleyen Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Niye bir anda düşürmüyorsunuz bu enflasyonu, diye sorabilirsiniz. Birçok denge var. Tek başına enflasyona odaklansanız daha kısa bir sürede de çözebilirsiniz. Ama büyümeye, istihdama zarar verirsiniz. Sosyal dengeleri bozarsınız. Dolayısıyla bunun büyük bir maliyeti olur. Bu bakımdan bütün bu dengeleri dikkate alarak, aşama aşama enflasyonu aşağıya çekiyoruz. Gelecek sene inşallah yüzde 15’leri göreceğiz. Planımız bu şekilde. 2026’da ise tek haneli rakamlara yeniden bu ülkeyi kavuşturacağız inşallah.”
Turizm, hizmet gelirleri ve ihracatla cari açığın geçen yıl 60 milyar dolar civarından 45 milyar dolara kadar düştüğünü aktaran Yılmaz, ihracatın Avrupa’daki durgunluğa rağmen 256 milyar dolara ulaştığını kaydetti.
Bankacılık sisteminin güçlendiğini, Merkez Bankası rezervlerinin toparlanma sürecine girdiğini, bütçe açığının gerilediğini belirten Yılmaz, ülke risk priminin de düştüğünü bildirdi.
Gelişmiş ülkelerde bu yılın ikinci yarısından itibaren daha genişleyici politikalar beklediklerini ifade eden Yılmaz, şu değerlendirmede bulundu:
“Faiz oranlarını muhtemelen yavaş yavaş düşürmeye başlayacaklar. Bu da gelişmekte olan ülkelere yeni bir sermaye akımı doğuracak. Bu yeni akımdan da siyasi güven ve istikrar ortamında izlediğimiz etkili politikalarla daha çok istifade edeceğiz. Biz uzun vadeli kalıcı sermaye gelsin diyoruz. Bu çerçevede de yurt dışında da gidip tanıtıyoruz. Yeni politikalarımızı anlatıyoruz. Yabancılar da artık Türkiye’deki ortama bakarak yeni yatırımlar yapmak istiyorlar. Önümüzdeki dönem bunları da daha çok göreceğiz inşallah. Bunları yaparken bir tarafta ihracatı ve yatırımı destekliyoruz. Cumhurbaşkanı’mızın bir dörtlemesi var. Yatırım, istihdam, üretim ve ihracat. Bu dört unsur. Sıralaması da rastgele değil. Yatırımla başlıyor, ihracatla sona eriyor.”
Yatırımcıya, ihracatçıya destek çalışmaları
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, son dönemde Merkez Bankasında bankalara verilecek toplumsal yatırım notu üzerinde çalıştıklarını söyledi.
Yatırımcının, ihracatçının desteklendiği bir kredi sistemi üzerinde çalıştıklarını anlatan Yılmaz, “Merkez Bankası, bankalara, ‘Yatırıma, ihracata, sosyal açıdan faydalı işlere kredi verirseniz, ben size yüksek not vereceğim. Buna göre birtakım teşvikler sağlayacağım.’ diyecek. Bankalar da sistematik bir şekilde ihracatı destekleme noktasında teşvik edilmiş olacak.” diye konuştu.
Türkiye’nin yatırımla ihracatla üretimle büyümesini sürdürmesini istediklerini belirten Yılmaz, bu yönde politikalar izlediklerini vurguladı.
Türkiye’nin güçlü bir lidere sahip olduğunun altını çizen Yılmaz, ülkenin istikrarlı bir şekilde geleceğe yönelik emin adımlar attığını bildirdi.
Yerel seçimlere değinen Cevdet Yılmaz, Antalya’nın son 5 yılda hizmetten mahrum kaldığını söyledi. Antalya Büyükşehir Belediyesi için Hakan Tütüncü’nün aday gösterildiğini anlatan Yılmaz, Tütüncü’nün Antalya için ayağı yere basan, her kitleye hitap eden önemli projeleri olduğunu vurguladı.
Yılmaz, Tütüncü ve tüm ilçelerdeki Cumhur İttifakı adayları için destek istedi.
(Bitti)