Yıllarca tekstil ve kırtasiye ürünleri satarak geçimini sağlayan 1927 doğumlu seyyar satıcı Bal, Trabzon’da henüz ilkokul öğrencisiyken, astım tedavisinden önce “en derin nefes aldığı an” olarak tanımladığı Atatürk’le tanışma hikayesini AA’ya anlattı.
“Atatürk okulumuzu ziyarete gelecek” haberiyle büyük heyecan yaşadığını belirten Bal, duygularını şöyle aktardı:
“En güzel zamandı, Atatürk’ü gördüm, 2 metre uzağımdaydı. Şehir merkezindeki İskenderpaşa İlkokulunda 3’üncü sınıfa gidiyordum. ‘Atatürk geliyor’ dediler, kapıya çıktık. Yanında hiç kimse yoktu. Mavi gözlü, orta boylu bir beyefendi. Bize döndü, baktı ve ‘Çocuklar, nasılsınız?’ dedi. ‘İzinizdeyiz Paşam’ diye bağırdık. Bir kız arkadaşımız, kırlardan topladığı bir demet papatyayı Atatürk’e verdi. Paşa da aldı ve çiçeği kızı Ülkü Hanım’a verdi. Sonra bize ‘Allah’a ısmarladık çocuklar’ diyerek ayrıldı.”
Çok heyecanlandığını belirten Bal, “Atatürk’ü gördüğümde ‘İşte Cumhuriyet, işte bizi kurtaran değer, büyük lider’ dedim. Atatürk’ü görmek, hayatımdaki en önemli an oldu benim için.” dedi.
Bal, yıllar sonra aynı heyecanı hissettiğini vurgulayarak, ilk kez Atatürk’ü gördüğünde ve sonrasında da astım hastalığı kontrol altına alındığında en derin nefesini aldığını söyledi.
Tedavi sonrası genel sağlık durumu iyi
Bal, özellikle son 10 yıl hem yaşa bağlı hem de astıma bağlı nefes darlığı çektiğini, yürürken çok çabuk yorulduğunu belirterek, şöyle konuştu:
“Merdivenden çıkarken, yürürken çok zor nefes almaya başladım. Hareket etmek eziyet veriyordu, hareketlerim sınırlanmıştı. Çünkü, ben çok hareketli bir kişiydim. Tedavi oldum, şu an çok iyiyim, çok mükemmel. Astımı olanlar da mutlaka hekime gitsinler ve tedavilerini olsunlar. Ben tedavi oldum, bu şansı yakaladım, ne mutlu bana. Gençlik yıllarımda iyi koşardım. Taburcu olduktan sonra da yürüyüşlerime devam edeceğim. Sabahları da 15-20 dakika egzersiz yapardım, yine yapabileceğim için mutluyum.”
Tedavisi taburcu edildikten sonra da sürecek
Etlik Şehir Hastanesi Göğüs Hastalıkları Kliniği Eğitim Sorumlusu Doç. Dr. Serap Duru, astımın çevresel ve genetik nedenlere bağlı ortaya çıktığını, hava yolunun enfeksiyon olmadan iltihaplanması ile kendini gösterdiğini söyledi.
Hava yollarındaki daralmanın nefes almada ciddi sıkıntıya yol açtığını dile getiren Duru, genellikle gece ya da sabaha karşı öksürük, nefes darlığı, göğüs ağrısı ve göğüste sıkışma hissi ile belirti verdiğini dile getirdi.
Duru, astım hastası Bal’ın da kendilerine ileri derece nefes darlığı ve göğüs ağrısıyla başvurduğunu ve tedavi altına alındığını belirtti. Bal’a, nefes açıcı ve tedavi edici ilaçlarla nefesinin kontrol altına alındığını kaydeden Duru, astım hastası Bal’ın şu an için genel sağlık durumunun iyi olduğunu, taburcu edildikten sonra da hekim kontrolünün süreceğini söyledi.
“Astımı kontrol altına alabilmek için kortizon da rutin kullanıma girdi”
Doç. Dr. Duru, astımı tetikleyen faktörlere ve astıma yönelik tedbirlere ilişkin de bilgi verdi.
Bahar mevsiminin astım hastalarında ataklara yol açabilecek riskleri barındırabildiğine dikkati çeken Duru, şöyle devam etti:
“Polenler ve alerjenler atak riskini artıran faktörlerdir. Alerjenler içinde, ev tozu, akarlar, kedi köpek tüyleri bulunmaktadır. Çevre ve hava kirliliği, hekim kontrolünde yapılmayan egzersizler, soğuk hava, sigara dumanı ve kokular da önemli bir risk faktörüdür.
Astımlı hastalar, rüzgarlı ve polenlerin çok uçuştuğu ortamlardan kaçınılmalı, çıkması gerektiğinde de maske takmalı. Herhangi bir durumda atağı atlatmada, kişinin gün içinde hekim tarafından belirlenen saatlerde mutlaka ilaçlarını almış olması önem taşıyor. Atak geliştiğinde de hastalar, yanlarındaki nefes açıcıları hemen kullanmalı, kendi kullanamıyorsa bir yakını bunu kullanmasına yardımcı olmalı ve vakit kaybetmeden en yakın hastaneye ulaşılmalı.”
Astım tedavisinde güncelleme yapıldığını belirten Duru, “Ağızdan sıkılan ve akciğere derin nefesle çekilen kortizonlu ilaçlar kullanılıyor. Astımı kontrol altına alabilmek için kortizon da rutin kullanıma girdi. Ülkemizde de geri ödeme kapsamında bulunuyor.” diye konuştu.