Sağlık Bakanlığınca yaptırılan ve 3 yıl önce Doğu Anadolu’nun yanı sıra yurt dışından hasta kabulüne başlayan 1574 yatak kapasiteli Erzurum Şehir Hastanesi, son teknolojiye sahip tıbbi cihaz ve yaşam destek üniteleri, donanımlı yoğun bakım ve tek kişilik odaları, uluslararası standartlarda donanımlı ameliyathaneler ve tecrübeli hekim kadrosu ile hizmet veriyor.
Kentte 270 bin metrekare kapalı alana kurulu hastanede zemin hareketinin kontrollü olarak binaya aktarılmasını sağlayan 1248 deprem izolatörü bulunuyor.
Elektrik, su ve oksijen sistemi gibi yedek sistemleri olan ve depremlere karşı dirençli tesisatı bulunan hastanenin, deprem anında tesisatlarında da bir kesinti söz konusu olmuyor.
“Şehir hastanelerimiz depreme dayanıklılığıyla acı da olsa test edildi”
Hastane Başhekimi Dr. Öğr. Üyesi İbrahim Hakkı Tör, AA muhabirine, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından herkesin canının yandığını, sonrasında ise bu zor zamanda el ele verip bir araya gelen Türk halkının tüm zorlukların üstesinden gelmeye çalıştığını söyledi.
Depreme karşı dayanıklı şekilde inşa edilen şehir hastanelerinin depremden etkilenmediğini belirten Tör, şehir hastanelerinin Kovid-19 salgınıyla mücadelede olduğu gibi deprem ve afetlerde de önemli görev üstlendiğini ifade etti. Tör, “Malum ‘asrın felaketi’ yaşandı. Şehir hastanelerimiz depreme dayanıklılığıyla bu süreçte acı da olsa test edildi.” dedi.
Deprem etkisinin neredeyse hiç hissedilmemesini sağlayan en önemli teknolojilerden birinin sismik izolatörler olduğuna dikkati çeken Tör, zemin kattaki kolonlar üzerine yerleştirilen izolatörler sayesinde depremin yükünün binanın üst bölümünü etkilemediğini ya da az etkilediğini belirtti. Tör, izolatörlere ilişkin şunları söyledi:
“Yaylı bir sistemle deprem esnasında bina zeminden ayrılıyor ve böylece bina, zemindeki hareketin tamamını hissetmiyor. İzolatör, zemin hareketinin kontrollü olarak binaya aktarılmasını sağlıyor. İzolatörlü binada asıl özellik deprem anında bile hem depremi oluştuğu şekilde hissetmemek hem de deprem sırasında elektrik, mekanik, doğal gaz, su gibi sistemlerin kesintiye uğramayıp devam etmesini sağlamaktır. Bu şekilde çalışan hastanelerde, ameliyatlar durmaksızın deprem sırasında bile devam etmektedir.”
Ek hizmet binasıyla 420 bin metrekare alana sahip hastanenin 13 bloktan oluştuğunu ifade eden Tör, “Şehir hastanemizde 1248 deprem izolatörü mevcut. Bunlar yaklaşık 8 büyüklüğündeki depreme dayanıklı. Deprem anında tesisatta da bir kesinti olmadan acil, poliklinik ile ameliyat hizmetlerimiz kesintisiz devam etmektedir. Her blok kendi başına deprem anında kütle olarak yanal hareket edip depremden etkilenmeyi minimize etmektedir.” diye konuştu.
Hastanedeki tüm tesisat yapısının depreme karşı dirençli olduğunu anlatan Tör, “Hastane binalarında elektrik, su ve oksijen sistemi gibi tesisat sisteminin yedeği de mevcut. Böylece şehir şebekelerinde kesinti olması durumunda acil, poliklinik ve ameliyat hizmetleri aksaklık olmadan kesintisiz şekilde sürdürülebilmektedir.” dedi.
Başhekim İbrahim Hakkı Tör, tadilatının bitmesiyle şehir hastanesine entegre edilecek Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesinde de 386 deprem izolatörünün bulunduğunu söyledi.
“Vatandaşımıza kesintisiz sağlık hizmeti sunabilmekteyiz”
İl Sağlık Müdürü Gürsel Bedir de Kovid-19 salgınıyla mücadelenin merkez üssü olan şehir hastanelerinin, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından da yaralı depremzedelerin tedavisinde kritik rol oynadığını belirtti.
Bedir, “Salgında acil sağlık hizmetlerinden yoğun bakıma, aşılamadan muayeneye kadar hastalara şifa dağıtan şehir hastanesinde depremde ve sonrasında da tüm operasyonlar yapılabilmekte ve vatandaşımıza kesintisiz sağlık hizmeti sunabilmekteyiz. Her yatağı yoğun bakım yatağına dönüşebilecek teknik altyapıya sahip hastanelerde emeği geçenlere müteşekkiriz.” diye konuştu.