Borman, Lipödem Farkındalık Ayı dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, genellikle bacaklar, kalça ve bazen de kol gibi bölgelerde yağ hücrelerinin anormal şekilde büyümesiyle ortaya çıkan çoğunlukla simetrik ve ağrılı durumun “lipödem” olarak isimlendirildiğini söyledi.
Lipödemin, özellikle kadınları etkileyen bir rahatsızlık olduğunu ve genellikle hormonal ve genetik değişikliklerle ilişkilendirildiğini dile getiren Borman, bu durumun obezite veya lenfödemle karıştırılabildiğini vurguladı.
Borman, lipödemin, her iki sağlık sorunundan farklı olmakla birlikte bu hastalıklarla birlikte de görülebildiğinin altını çizerek, “Lipödem, ağrı, şişlik hissi, hareket kısıtlılığı ve psikolojik sorunlar nedeniyle fonksiyonel durumu ve yaşam kalitesini bozan bir durumudur.” diye konuştu.
Obezite ve lipödemde vücuttaki yağ dağılımının farklı olduğunu anlatan Borman, şunları kaydetti:
“Yağ dağılımı lipödem durumunda, simetrik bölgesel yağ birikimiyle bacakları ve bazen kolları etkilerken; obezite tüm vücudu etkiler ve yağ dağılımı daha eşittir. Lipödem ileri aşamalarda düzensiz cilt dokusuna ve asimetrik nodüllere neden olabilirken, obezite tipik olarak bu tür değişikliklere neden olmaz. Lipödemde ayak sırtında yağ birikimi olmazken, obezitede yağ birikimi yaygındır.
Lipödemde ciltte bir çarpma ya da travma olmaksızın morarma sık olurken, obezitede böyle bir durum söz konusu değildir. Her ikisinde de uygun bir tedavi yapılmadığında ve kilo alımı devam ettiğinde, kardiyovasküler sorunlar ve hareket kabiliyetinde azalma gibi komplikasyonlar yaşanabilir.”
Borman, lipödemli hastaların genellikle aile üyelerinin bacaklarında da ağrılı kalınlıklar ve şekil bozuklukları olabildiğine dikkati çekerek, bu tarz aile öyküsü bulunan kadınların erken dönemde hekime başvurması uyarısında bulundu.
“Enfeksiyon, yaraların geç iyileşmesi, sertleşmiş deri gibi durumlar gelişebilir”
Lipödem, vücudun alt kısmında hassas olan ve kolayca morluklar yaratan kolon benzeri bacak, kalçalarda aşırı genişlik, bel kalça oranında azalma gibi belirtilerle ortaya çıktığını, tedavi edilmediğinde yağın bölgesel birikmesine ve vücudun ağırlaşmasına neden olduğunu anlatan Borman, “Vücut görüntüsünde dengesizliğe neden olur. Örneğin, kişinin üst bedeni 36 iken alt bedeni 42 şeklinde olabilir. Kilo artışının devamı ve lenfödemin tabloya eklenmesiyle, tutulan bölgelerde enfeksiyon, yaraların geç iyileşmesi, sertleşmiş deri oluşabilir.” bilgisini verdi.
Borman, hastalığın, yağ birikmesine bağlı özellikle bacaklarda ve kollarda kalınlaşma veya büyüme, şişen noktalarda hassaslaşma, ağrı ve rahatsızlık hissi, etkilenen bölgelerde morarma, yorgunluk ve halsizlikle kendini gösterdiğini, özellikle varisi bulunan kadınlarda bu şikayetlerin çok daha fazla olduğunu vurguladı.
Gebelik, ergenlik ya da menopoz döneminde lipödem şikayetlerinin ve bulgularının başladığına veya arttığına işaret eden Borman, “Ailede lipödem öyküsü olması ve 35’ten daha yüksek vücut kitle indeksine sahip olmak ve hareketsiz yaşam lipödem riskini önemli ölçüde artırır. Bu nedenle kilo kontrolü büyük önem taşımaktadır.” dedi.
Prof. Dr. Borman, lipödemin tedavi edilmediği durumlarda psikolojik durumun da bozulduğunu ve kişinin yaşam kalitesinin azaldığını anlatarak, “Lipödem tedavi edilmediğinde ve kilo artışı devam ettiğinde, yürümede güçlük, görünümden dolayı utanç ve endişe duygularında artış, depresyon, kilo artışının devamıyla lenfödem, varis ile düz ayak tabanı riskleri gibi sağlık sorunları da görülebilir.” diye konuştu.
“Reçete edilen bazı giysilerinin kullanımı önemlidir”
Tedavide erken tanının büyük önem taşıdığını dile getiren Borman, erken tanıyla lipödemin ilerlemesinin engellenebildiğini ve tedavi yöntemleriyle yarattığı fonksiyonel kısıtlılıkların ve ağrıların ortadan kaldırılabildiğini söyledi.
Yürümenin, yüzmenin ya da egzersiz yapmanın eklemlerdeki stresi ve lipödem ağrısını azalttığını belirten Borman, rafine karbonattan uzak durulmasının, varis çorabı kullanılmasının, iltihaplanma ve varis gibi sorunlara yardımcı ilaçlar içilmesinin fayda sağlayabileceğini dile getirdi.
Borman, “Sağlıklı yaşam, kilo kontrolü, egzersizler, dolaşımı artıran ve bölgesel yağ birikimini azaltan cihazlarla tedavi ve özellikle her hastanın mevcut durumu ve hastalık özelliklerine göre reçete edilen bazı giysilerinin kullanımı önemlidir.” ifadelerini kullandı.