Boehringer Ingelheim’in koşulsuz katkılarıyla, Onaranlar Kulübü ile Beşiktaş Belediyesinin işbirliğiyle hazırlanan alanın açılışı dolayısıyla tören düzenlendi.
Açılışta konuşan Beşiktaş Belediye Başkan Yardımcısı Dr. Şeref Şeker, ilçede sosyal yaşamı desteklemeye ve her yaş için hareketli bir yaşam sağlamaya çalıştıklarını söyledi.
Türkiye’nin yaşlılık ortalamasının yüzde 10 olduğunu, ilçelerinde ise bu oranın yüzde 17’yi bulduğunu anlatan Şeker, “Akatlar bölgesinde ise bu oran yüzde 21,44. Bu projeyi 65 yaş üstü halkımız için ve gençlerimize örnek olması adına ‘Hareket et Beşiktaş’ teması kapsamında gerçekleştirmeye çalıştık.” ifadelerini kullandı.
“Öncelikle hastalıkları önlemeyi amaçlıyoruz”
TKD Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Değertekin, hareketsizliğin kalp hastalıklarının başlıca risk faktörleri arasında yer aldığını, bundan korunmanın en önemli yollarından birinin egzersizi günlük yaşamın parçası haline getirmek olduğunu söyledi.
Hareketsizlikle kas kaybının artacağını dile getiren Değertekin, yürüyüş ve egzersizin yorgunluk şikayetlerini azaltacağını, bu nedenle haftada en az 5 gün 30’ar dakika egzersiz yapmayı alışkanlık haline getirmek gerektiğini vurguladı.
Türkiye ve dünyada giderek artan bir yaşlanma problemi bulunduğuna dikkati çeken Değertekin, şunları kaydetti:
“İleri yaştaki nüfus sayısı ve hasta sayısı artıyor. İleri yaştaki kişilerin daha dinç ve daha sağlıklı bir kalple hayatını devam ettirmesi için de belli bir fizik aktivasyonunu sürdürebilmesi önemli. TKD olarak sadece hastalıkları tedavi etmeyi değil, öncelikle hastalıkları önlemeyi amaçlıyoruz. Hastalıkları ne kadar önleyebilirsek o kadar daha sağlıklı, daha uzun bir yaşam sağlayabileceğimizi, yaşam kalitesini daha da artırabileceğimizi biliyoruz. O yüzden özellikle fizik aktivasyonunu geliştiren ve canlı tutan bu tür aktif yaşam alanlarının artmasını önemsiyoruz ve bu konudaki bütün projeleri destekliyoruz.”
“Yeme alışkanlıklarımızı da değiştirmemiz gerekiyor”
TKD Genel Sekreteri Prof. Dr. Bülent Mutlu ise ülkedeki kadınların yaklaşık 3’te birinin diyabetik olduğunu, 3’te birinde ise hipertansiyon bulunduğunu ve kadınlarda obezitenin giderek arttığını söyledi.
Derneğin önem verdiği başlıklardan birinin de kadın sağlığı olduğunu vurgulayan Mutlu, şu ifadeleri kullandı:
“Spor derken hareketli bir yaşamı kastediyoruz. Yaşam içinde mutlaka hareketliliğimizi artırmamız lazım. Bununla ilgili çok sayıda çalışma var. Bu çalışmaların hepsi gösteriyor ki, sadece kalp sağlığı değil aslında, ruhsal, fiziksel olarak yaşamın bir parçası haline getirdiğiniz zaman kendinizi iyi hissetmenizden başlayarak hipertansiyonu, diyabeti ve en önemlisi de kalp damar hastalıklarının tümünü önlemede son derece faydalı. Sporu tek başına yaptığınızda bunun faydası tabii ki var ama bunun yanında mutlaka yeme alışkanlıklarımızı da değiştirmemiz gerekiyor.”
“Türkiye’de 3 milyona yakın kalp yetersizliği hastası var”
TKD Kalp Yetersizliği Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Özlem Yıldırımtürk, kalp yetersizliğinin Türkiye ve dünyada büyüyen bir problem olduğunu dile getirdi.
Verilerin Türkiye’de 3 milyona yakın kalp yetersizliği hastası olduğunu gösterdiğini anlatan Yıldırımtürk, şöyle konuştu:
“Türkiye’deki kalp yetersizliği hastalarının yaş ortalaması 68. Yaşımız arttıkça kalp yetersizliği yaşayan hasta sayısı da artıyor. Bunu önlemek için birtakım şeyler yapmamız lazım. Kadınlarda hipertansiyon, diyabet gibi durumlar, özellikle kalp yetersizliği gelişiminde önemli. Bunları önlememizde ise egzersiz önemli bir yer alıyor. Kalp damar hastalıklarının önlenmesinde, sigaranın bırakılması, kullanılmaması ya da egzersiz gibi birtakım yöntemler hastalıkların gelişimini engellerken, aynı zamanda riskleri de azaltıyor. O yüzden egzersizi bütün topluma yaymamız gerektiğini düşünüyorum.”
TKD Kalp Yetersizliği Çalışma Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Emre Aslanger ise çocukluktan itibaren spor yapma alışkanlığı kazanmanın, kalp sağlığının korunması ve hastalıkların engellenmesi için önemli olduğuna dikkati çekti.
Hareketin, kalp hastalıklarının tedavi sürecinde de büyük önem taşıdığına işaret eden Aslanger, “Kardiyak rehabilitasyon olarak isimlendirdiğimiz ve tedavinin bir parçası olan hareket yöntemi, kalp sağlığının iyileştirilmesi ve yaşam kalitesinin artırılmasına önemli ölçüde katkı sağlıyor. Kalp hastalıklarının risk faktörlerini azaltan hareket, sağlıklı yaşam tarzına sadık kaldığımızda kan basıncı, kolesterol ve kan şekerinin düzenlenmesine yardımcı olur. Yapılan fiziksel egzersizler, kalp kasının gücünü ve dayanıklılığını artırarak kalp fonksiyonlarını geliştirir.” dedi.
Açılışın ardından katılımcılar, spor eğitmenlerinden parktaki parkurların kullanımına ilişkin bilgi alarak kısa bir antrenman yaptı.
Aktif Yaşam Alanı
Hem bireysel hem de toplulukla farklı egzersizler yapılabilecek şekilde hazırlanan alan, 2 ana bölüm ve farklı sayıda spor aletlerini içeren 8 spor diliminden oluşuyor.
Bireysel alanda aletlerle mekik, şınav, barfiks, dips gibi yoğunlukla vücut ağırlığı kullanılan spor hareketleri yapılabilirken, kolektif alanda ise yoga, pilates gibi aktiviteler hayata geçirilebiliyor.
Alanda, yapılabilecek hareketlerin bilinçli ve kişinin bedenine iyi gelecek şekilde uygulanması için de video çalışması bulunuyor. Hangi egzersizlerin nasıl yapılacağının anlatıldığı videolara, alandaki QR kod okutularak ulaşılabiliyor. Spor yapmak isteyenler, bu videolar sayesinde başlangıç-orta-ileri seviye antrenmanları izleyerek doğru egzersizin ipuçlarını öğrenebiliyor.