Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Tunceli’de bir otelde düzenlenen İş Dünyası ve Kanaat Önderleri Toplantısı’nda yaptığı konuşmada amaçlarının insanlara hizmet olduğunu söyledi.
Siyasi anlayışlarını eser ve hizmet siyaseti olarak tarif ettiklerini anlatan Yılmaz, “Benim gördüğüm en önemli şey, insan odaklı bir yaklaşım. İnsanı esas alan, insanı merkeze koyan bir anlayış. Bu anlamda bizim yönetim anlayışımız budur. İnsanı yaşatmak, taleplerine ve beklentilerine karşılık vermek. Bunu yaptığınız zaman zaten insanların mutlu, huzurlu bir ortam içinde yaşamlarını sürdürmelerini sağlıyorsunuz. Dolayısıyla bizim amacımız bu.” diye konuştu.
“Doğu ve güneydoğuya gerçekten önemli yatırımlar yaptık”
Yılmaz, AK Parti kurulduğundan bu yana hep bölgesel milliyetçiliğe karşı olduklarını söylediklerini anlattı.
“Doğuda ne varsa batıda, kuzeyde ne varsa güneyde de olsun.” dediklerini ifade eden Yılmaz, şunları dile getirdi:
“81 vilayetimizde belli standartta, eşit standartta hizmetler olsun. Yüzde 100 eşitlik olmayabilir ama dengeli bir gelişme olsun. Bu anlayışla hareket ettik, doğuya ve güneydoğuya gerçekten önemli yatırımlar yaptık. Kim ne derse desin, üniversitelerden yollara, kırsal alandaki hizmetlerden hastanelere, okullara varıncaya kadar birçok alanda hizmetler yaptık. Tabii fiziki hizmetler işin bir tarafı, gerekli ama yeterli değil.”
İnsanların demokrasiyi, temel hak ve hürriyetler ile kimliklerini rahat şekilde yaşayabilmeleri gerektiğini vurgulayan Yılmaz, son 20 yılda oldukça önemli, cesur adımlar atıldığını söyledi.
“İnsanların ana dillerini rahatça konuşabilmeleri, kullanabilmeleri noktasında, mezheplerini, inançlarını rahatça ifade edebilmeleri noktasında önemli gelişmeler sağlandı.” ifadesini kullanan Yılmaz, şöyle devam etti:
“Tabii ki bu tür konular, demokratik standartlar her zaman daha da gelişime açıktır. Demokrasi dediğimiz şey, bir yerde hemen biten bir şey değildir, bir süreçtir. İnsanlar konuşurlar, meselelerini tartışırlar, demokratik ortam içinde farklı çözümler her zaman ortaya koyarlar. Bu konularda da hiç kimsenin aracılığına ihtiyaç duymadığımızı, özellikle bu tür kimlikleri istismar etmeye çalışan terör örgütlerine hiçbir ihtiyacımızın olmadığını da vurgulamak isterim. Biz, vatandaşımızla bire bir otururuz. Vatandaşımızın sorunu bizim sorunumuzdur. Neyse yaşadığı sorun, sıkıntı doğrudan konuşuruz.”
Yılmaz, önemli adımlar attıklarını ve bunları devam ettireceklerini vurguladı.
Doğu ile batı arasındaki farkın azalması için gayret ettiklerini anlatan Yılmaz, “İki şeyi aynı anda yapmaya çalıştık. Bir, yılların ihmali vardı o ihmalleri gidermek. İki, bugünün ihtiyaçlarına cevap verme. Bazı vilayetlerimizde belki geçmişin ihmalleriyle o kadar uğraşmak zorunda değilsiniz, zaten belli bir altyapı var. Onun üstüne yapıyorsunuz.” ifadelerini kullandı.
“Tunceli’de de önemli hizmetlere imza attık”
Yılmaz, ayrım yapmadan herkese hizmet ettiklerini dile getirerek, “Ama doğuda, güneydoğuda özellikle de terör nedeniyle, 30-40 yıl süren belli hizmetlerin gitmemesi nedeniyle hem geçmişin ihmallerini gidermeye hem de bugünün ihtiyaçlarına cevap vermeye çalıştık.” dedi.
“Bize oy verene hizmet ederiz, vermeyene hizmet etmeyelim” gibi bir anlayışlarının kesinlikle olmadığına dikkati çeken Yılmaz, “Bize oy versin, vermesin tüm vatandaşlarımız bizim vatandaşımızdır ve hepsine de hizmet etmeye çalıştık. Elimizden geldiğince, gücümüz yettiğince bunu yaptık. Bu anlamda Tunceli’de de önemli hizmetlere imza attık.” şeklinde konuştu.
Bölgenin afet bölgesi olduğunu hatırlatan Yılmaz, geçen yıl tarihin en büyük afetinin yaşandığını söyledi.
Bingöl, Tunceli ve Erzincan’ın da deprem riskiyle karşı karşıya olan bölgelerde yer aldığına işaret eden Yılmaz, şunları kaydetti:
“Dolayısıyla afet yaşandıktan sonra değil de olmadan önce riskleri tespit edip bu riskleri azaltmak temel yaklaşım olmalı. Ekonomik olarak da en doğrusu bu. Uluslararası bilim adamlarının da söylediği afet öncesi harcadığınız bir lira, afet sonrası yedi liraya karşılık geliyor. Dolayısıyla hem ekonomik olarak hem insani olarak her bakımdan bu çok anlamlı afet öncesi bizim tedbirlerimizi arttırmamız gerekiyor. Bu çerçevede yapı stokumuzun kalitesinin arttırılması önemli. Huzurunuzda sayın valimize teşekkür ediyorum. Geçmişte belki belediyelerin yapması gerekirdi ama yapmamışlar. Olsun, biz yine eksikleri tamamlayalım. Çok kıymetli bir çalışma gerçekten. Hangi bölgede ne tür bir risk var, afet açısından bunu ortaya çıkaran bir çalışma. Bu, hepimizin destek olması gereken bir süreç. Sağlıklı yapılaşmanın ilk şartı sağlıklı zeminde bina yapmaktır.”
“Önce zemini sağlıklı seçeceksiniz ki Allah korusun, yarın bir afet yaşayıp canlarımızı kaybetmeyelim. Dolayısıyla güzel bir çalışma yürütülüyor.” diyen Yılmaz, gelecek süreçte özellikle kentsel dönüşüm, riskli yapıların dönüşümü noktasında birlikte çalışmaya hazır olduklarını vurguladı.
Yılmaz, Tunceli’de bir otelde düzenlenen İş Dünyası ve Kanaat Önderleri Toplantısı’nda, Tunceli’ye birçok alanda hizmetler yaptıklarını söyledi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde kurulan Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığının kurulmasının da önemli olduğunu bildiren Yılmaz, “Önemli ve güzel bir adım gerçekten. Özellikle bu cemevlerinin ilk defa bir yasa içinde, cemevi kavramı bu şekilde geçmiş oldu, yasal bir statüye kavuşmuş oldu. İmarının yapılmasından tutun, bakım onarım destek, cemevi yapımına destek gibi hususları içeren önemli bir düzenleme yapıldı.”
“Alevi toplumun üzerinde uzlaştığı birtakım hususlarda adımlar atılır”
Yılmaz, 2024’te başkanlığa 170 milyon lira ödenek koyduklarını belirterek, şunları kaydetti:
“Bunu zaman içinde çok daha arttırarak cemevlerimizin bu anlamda bakım ve belli ihtiyaçları için bunlar kullanılacak. Sizlerin fikirleriyle, görüşleriyle bunlar daha da iyiye gidecek. Bu tür yapılar önemli bir tecrübedir. Bu tecrübeyi bir görmek lazım. Baştan önünü önyargılı kapatmamak lazım, uygulamalarını görmek lazım. Neleri yapabildiğini, yapamadığını, nereye kadar yapabildiğini bir tecrübeyle görmek lazım, ondan sonra varsa eksikleriniz tekrar konuşulur, tartışılır, başka birtakım ilaveler yapılır. Başka birtakım yine Alevi toplumun üzerinde uzlaştığı birtakım hususlarda adımlar atılır. Bunlara hiçbir zaman kapalı olmadığımızı buradan ifade etmek isterim. Ama yeni yapılan bir şeyin hemen önünü kesmek de doğru bir yaklaşım değil bana göre. Bir görmek lazım. Ne yapıyor, ne nereye kadar yapabiliyor, ne kadar sorun çözülüyor. Bunları gördükten sonra tekrar oturulur, üzerinde yeniden elbette konuşulur.”
Herkesin kimliğini özgür bir şekilde, demokratik hukuk devleti içinde yaşaması gerektiğini, hiç kimsenin de kimlik siyaseti yapıp insanları birbirleriyle de çatıştırmaması gerektiğini vurgulayan Yılmaz, “Biz çok tabuları yıktık. İnsanların ana dili, mezhepleri, başörtüsü konusunda her konuda. Kimin hangi problemi varsa üzerine gittik. Herkesin kimliğine biz sonuna kadar saygılıyız ama kimlik siyasetine de karşıyız. Kimliklerin istismar edilmesine, siyasete araç haline getirilmesine de karşıyız. Kimlikler başımızın tacı. Hiç kimse de kimseyi kendisine benzetmeye çalışmasın.” ifadelerini kullandı.
“Biz bütün farklılıklarımızla biriz, beraberiz”
Birlik ve beraberliğin önemine işaret eden Yılmaz, “İnsanımızın huzurunu, ülkemizin huzurunu, birliğini, beraberliğini de hiç kimse bu kavramlar üzerinden bozmaya çalışmasın. Bizim derdimiz budur. Biz bütün farklılıklarımızla biriz, beraberiz. O kadar çok ortak yönümüz var ki, o kadar çok ortak zeminimiz var ki, biraz da farklılığımız olsun yani. Farklılıklar da güzelliktir, renkliliktir. O ortaklığımızı da yaşayalım. O farklılıklarımızı da yaşayalım.” diye konuştu.
Hizmetlerine devam edeceklerini, Türkiye Yüzyılı’nda ülkeyi çok daha iyi noktalara ulaştıracaklarını dile getiren Yılmaz, sadece metropollerle, büyük şehirlerle gelişmenin olmayacağını, 81 ilde milleti daha üst noktalara taşıyacaklarını anlattı.
Yerel seçimlerin önemine değinen Yılmaz, şöyle devam etti:
“Mayıs ayında ülkemiz genel seçimlerini demokratik bir olgunluk içinde gayet güzel, dünyaya da örnek olacak şekilde yaptı. O dönemde bir sürü tezgilat yapanlar oldu ama milletimiz olgunluğuyla, demokratik olgunluğuyla sandığa gitti, görevini yaptı. Kimi tercih ediyorsa ortaya koydu. Yerel seçimler de aynı olacak. Genel seçimler ideolojik, siyasi tartışmaların daha yoğun yaşandığı, ülke yönetimi ve genel politikalarla ilgili seçimler. Yerel seçimler ise bana göre, siyasi tartışmaların en az olması gereken, daha hizmet odaklı, daha yerel meseleler odaklı ele alınması gereken seçimler. Bu anlamda yerel seçimlere biz gerçek belediyecilik diyoruz.”
Yılmaz, belediyeyi kanunda kuruluş amacına uygun çalıştırmak gerektiğini çünkü belediyenin amaçlarının belli olduğunu söyledi.
“Gerçek belediyecilik olsun diyoruz”
Bir belediyenin amacının o ilin mahalli, müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, hizmetlerini yapmak olduğunu dile getiren Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir belediye başkanı bunu yapmak yerine algı belediyeciliği yapıyorsa, kendi kişisel şanı için şöhreti için çalışıyorsa gerçek belediyecilik yapmıyor demektir. Kusura bakmasın. Kim olursa olsun. Hangi partiden olursa olsun. Biz buna gerçek belediyecilik diyemeyiz. Algı belediyeciliğidir. Bu reklam şan, şöhret belediyeciliğidir. Biz bunu istemiyoruz. Gerçek belediyecilik olsun diyoruz. İkincisi belediyeler ideolojik yerler değil, hizmet yerleridir. Belediyeler birtakım kaba ideolojilerin, katı yaklaşımların enstrümanı, aracı olarak kullanılacak kurumlar olarak da görülmemeli. Belediyeler vatandaşa hizmet edecek kurumlar olarak görülmeli ve bu çerçevede biz inanıyoruz ki bu eser ve hizmet siyaseti belediyelere egemen olmalı ve bunun için de elimizden gelen tüm gayreti sarf edeceğiz. Eğer halkımız vatandaşımız bizden yana tercihini kullanırsa biz de bu gerçek belediyecilik anlayışı içinde her türlü çalışmayı yapacağımızı buradan size özellikle ifade etmek istiyorum.”
Konuşmasının sonunda AK Parti Tunceli Belediye Başkan adayı Erkan Eroğlu’na destek isteyerek başarılar dileyen Yılmaz, basına kapalı kısımda katılımcılarla görüştü.